İDA DAĞININ TEPESİNDE ZEUS İLE HERA' NIN AŞKINI HİSSETTİM !
Kazdağları gezimizin beni en etkileyen bölümünü size anlatmadan geçemeyeceğim. Aracımızla kıvrımlı virajlardan döne döne dağın eteklerinden zirveye doğru çıkarken, zeytin ağaçları yerini çam ağaçlarına bırakıyor. Meşe, kestane, gürgen ağaçlarının arasında mis gibi çam kokusu ılık esintiyle yüzünüzü okşuyor. Her virajda muhteşem manzaranın bir kaybolup bir önümüze çıkışı daha da heyecanlandırıyor bizi.
Artık aracımızdan iniyoruz kalan 900 m lik yolu yürüyerek ilerlememiz gerekiyormuş. Toprak bir yola adım atıyoruz. Her taraf mis gibi çam kokularıyla bezenmiş. Keyifleniyorum mis gibi hava dört yanımı sarmış durumda.
Altar' a çıkarken Adatepe Köyü'nü de uzaktan görme fırsatımız oluyor. Muhteşem bir tabloyu fotoğraflamadan olmazdı değil mi?
Yürüyerek tepeye doğru ilerlerken, cırcır böceklerinin sesi Kazdağları'nın muhteşem havasıyla birleşince huzur buluyoruz. Bir anda bambaşka bir atmosferle karşılaşıyoruz adeta. Antik çağa yolculuk yapmışız, o anı yaşıyormuşuz gibi hissetmeye başlıyoruz.
"Uçup giden tunç ayaklı, altın yeleli atların sırtında vardılar, canavarın anası, kaynağı bol İda 'ya, Gargaran' daydı Zeus'un tapınağı, kokulu sunağı. İnsanları, tanrıların babası durdurdu, atları çözüp sürekli bir dumanla, koyu bir dumanla göz kamaştıran çalımıyla oturup dağın doruğuna , Troia 'yı , Akalıların gemilerini süzdü."
Adatepe Köyü' nün hemen yanıbaşında bulunan bu dev kaya kütlesi, Truva'yı gün yüzüne çıkaran Alman maceraperest Heinrich Sehlineman ve arkeoloji Judeich tarafından İda Zeus Altarı (sunağı) olarak tanımlanmıştır.
Bu güzel yürüyüşün sonunda varıyoruz Zeus Altarı' na. Mitolojinin en güzel hikayelerinde geçen bu muhteşem Gargaran Tepesi' ne. Hani İlyada destanında der ya sık sık Gargara koyu ve Gargaran tepesi işte o koy Küçükkuyu koyudur. Gargaran tepeside bu tepe..
Ve muhteşem manzara :) Edremit körfezini tamamen görebiliyoruz. Aşağısı Küçükkuyu...
Midilli karşımızda...
Romantik olunmaz mı bu manzara karşısında :) Zeus Hera' ya burada aşık olmuş.
...Ama o Zeus'u da görüyordu
çok pınarlı İda'nın en yüksek doruğunda,
görünce de korku kaplıyordu yüreğini...
...Hera dosdoğru yürüdü Gargaros doruğuna,
İda'nın en yüksek tepesiydi bu....
İlyada,HOMEROS
Ve Tanrı Zeus işte bu muhteşem manzaranın bulunduğu noktadan seyredermiş dünyayı ve orada olup bitenleri.. Ve bu Gargaran tepesinden izlemiş büyük Truva Savaşını... Şu anda sizlerin baktığı noktadan...
Saatlerce oturup bir kayanın üzerine, rüzgarın getirdiği sesleri dinlersiniz, dağlardan gelen mis gibi dağ otlarının kokusunu.. Rüzgar taşır size adaçaylarının, dağ kekiklerinin, çamların kokusunu... Gözünüzü kapadığınızda ise Zeus'u görürsünüz sunağın yanında dev kayadan yapılma tahtına oturmuş etrafında tanrıçaları...
"Hera, dosdoğru yürüdü Gargaran doruğuna, İda'nın en yüksek tepesiydi bu. Bulutları devşiren Zeus, onu gördü. Görür görmez aşk sardı düşünceli kafasını."
Ve Hera, Zeus'un dokuz eşinin birincisi oldu.
Zeus ve Hera resmi için kaynak http://www.crystalinks.com/zeus.html